FX9 ideal Sinema / Hareketli Çekim Kamerası mı?
Timothy Fare-Matthews’un Dubai’deki Mitsubishi Motors çekiminin set raporu.
2020’de işlerin gidişatı düşünülürse sanırım hepimiz prodüksiyon bütçelerinin daha da azalacağında, daha da fazla değer bekleneceğinde ve seçtiğimiz araçların hiç olmadığı kadar iyi performans sergilemesi gerekeceğinde hemfikir olabiliriz.
Sizi bu makalenin tamamını okuma zahmetinden kurtarmak için, Sony’nin tarafını tutmadan, insanların bu kameraya hak ettiği değeri vermediğini söyleyerek konuyu özetleyebilirim. Kısaca söylemek gerekirse FX9’un en değerli özelliği kazandırdığı zaman.
FX9’un bu özelliğini nasıl gösterdiğini anlatmadan önce size kendimden ve yaptığım işten bahsedeyim.
Adım Timothy Fare-Matthews, Dubai’de yaşıyorum ve Britanyalı bir görüntü yönetmeniyim. Dubai’nin öncü prodüksiyon şirketlerinden biri olan First and Ten Productions’ın (FTEN olarak da bilinir) kurucularındanım. Markalarla birlikte çevrimiçi video ve fotoğraf içeriklerinin prodüksiyonları üzerine çalışıyoruz. Çalıştığımız on yıl boyunca, 2000’i aşkın proje tamamladık ve müşterilerimiz arasında VICE, Red Bull ve aktör Will Smith gibi isimler yer aldı.
Otomobil çekimler her zaman tutkum olmuştur. Genç yaşta içerik üretmeye başladım, Birleşik Arap Emirlikleri’ne taşınmadan önce bu işlerin büyük kısmını Birleşik Krallık’ta yaptım.
Mitsubishi Motors ile rüya proje
Şanslıydık ki karantinanın hemen ardından Mitsubishi Motors Orta Doğu ve Afrika, karşımıza bir proje çıkardı: Attrage 2021’in reklam içeriği.
Aylardır yapacağımız ilk büyük çekimdi ve takdir edeceğiniz gibi, elimizden gelenin fazlasını yapmak istedik. Bir proje için ayrılan bütçeyle birbirinden çok farklı stillerde iki prodüksiyon sunmaya karar verdik.
Birinci Proje, Attrage’ın kavurucu haziran sıcağında Dubai sokaklarında gezdiği sosyal TVC stili bir reklam çekimiydi. Bunun için minimum çapta bir ekip ve çok kısa çekim süresiyle bir tripod, gimbal ve elde çekim kurulumu gerekiyordu. Ağırlıklı olarak Sony G Master lenslere güvenecek ve bulabildiğimiz kadar Otomatik işlev kullanacaktık. Gerçek bir hareketli çekim olacaktı, kamera ekibinin şartlar el verdiğince en iyi çekimleri yapmasıyla belirsiz bir görsel senaryoya dayanacaktı.
İkinci Proje ise tam aksine, aklınıza gelebilecek her türlü ekip desteğiyle klimalı bir stüdyoda, dört farklı Mitsubishi otomobil etrafında sinematik bir gezintiden oluşacaktı ve tam kontrol elimizdeydi. Bu çekimde FX9 rayların üzerine kuruldu, Sony Cine lensler kullanıldı ve her şeyi manuel olarak yaptık.
İşte bulduklarımız bunlar.
Birinci Proje: Yol Çekimi
İlk çekim sabah 3 gibi zorlu bir saatte başladı. FX9’u önceden söküp orijinal Ronin gimbal’lerimizden birine uyacak şekilde hazırlamıştık. Minimum çabayla güzel bir denge kurdu ve bunu çok hafif olan E PZ 18-105mm f/4 G OSS Lensle bir araya getirdik. Lens Full Frame değil, o yüzden 6K Full Frame tarama modunu kullanamadık ama bunun önemi yoktu çünkü zaten Otomatik ayarında kamerayla iyi iş çıkarabilecek mükemmel odak aralığı olan bir şey istiyorduk.
Günün ilk çekimleri, görsel senaryoya göre, güneş tam doğarken destansı bir sürüş çekimiyle açıldı. Çekimleri yapmak için diğer görüntü yönetmenlerimizin birinden destek aldım: Ludovic Blot. Ludovic, benimle birlikte birçok çekim yapıyor ve çekimlerimiz genellikle çok benziyor; yani onun da işin içinde olması bu dizinin başarısının ayrılmaz bir parçasıydı.
Küçük bir ekiple yapabileceklerimizin sınırlarını zorlamak ve FX9’un Otomatik ayarda neler yapabileceğini görmek istedim. İnsanları çekerken FX9’un Otomatik Odağına çok güveniyorum, yüz algılama adeta uzay teknolojisi gibi ama gimbal’ler ve otomobillerde bu kadar güvenim yoktu. Yani risk alıyordum.
Dubai Marina’nın sessiz arka yollarına giderken, telefonumdaki Content Browser Mobile (CBM) uygulamasıyla kameranın özelliklerine erişmeye karar verdim. Kameraya zaten bir Teradek Bolt 500 takmış ve kabinin yan tarafına bir monitör sabitlemiştim ama sonuçta CBM uygulaması inanılmayacak kadar güvenilir olduğundan bunları fazla kullanmadık.
Pozlama, beyaz dengesi, odak, odak uzaklığı… Sizin de takdir edeceğiniz gibi çekim sırasında bunların hepsine özel dikkat göstermek gerekiyordu; bu yüzden Ludo gimbal’in tutulmasına ve kadrajlanmasına odaklanırken geri kalan işleri ben yaptım.
Bir noktada, mükemmel bir kare hazırladığımı hatırlıyorum ama güneşin tam karşımızda olduğu köprülerden birine dönmüştük. Çekim aşırı pozlamayı da geçmişti, çok genişti ve yanlış renkteydi. Bir anahtarı oynatarak beyaz dengesini değiştirdim, bir ND filtreye geçtim ve mükemmel pozlama için ayarladım, sonra ön camın yakın çekimi için yakınlaştırma yaptım… Bunların hepsi 10 saniye sürdü. Sanki geleceğe yolculuk etmiş gibi hissettim. Ludo ile az önceki işlemleri ne kadar kolay yaptığımı görüp güldük.
Bir anahtarı oynatarak beyaz dengesini değiştirdim, bir ND filtreye geçtim ve mükemmel pozlama için ayarladım... Sanki geleceğe yolculuk etmiş gibi hissettim, Ludo ile az önceki işlemleri ne kadar kolay yaptığımı görüp güldük.
Tüm çekimlerimizi ilk saatte hallettik, böylece planlanandan önce toparlanıp sonraki konuma geçebildik. (Daha önce çekimde böyle bir şey olduğunu duyan var mı?)
Gün içinde, oyuncunun otomobili çalıştırıp yüklemesiyle elde çekim yapmamızı gerektiren küçük bir açılış segmentimiz vardı. FS7’yi çok iyi bildiğimizden, FX9’u gimbal’den çıkarmak ve kameranın temel omuz askısı ve gövdenin sağ tarafındaki kavrama koluyla, kutudan yeni çıkmış gibi kullanmak hiç zor olmadı. Bu kurulumdan tripoda geçtik ve son olarak birkaç gün batımı çekimi için tekrar gimbal’e döndük.
Sonuçta, normalde on beş ekip üyesiyle üç gün sürecek işi sürücü de dahil sadece beş kişiyle bir günde bitirdik.
Kullandığım lensler şunlardı:
Sony E PZ 18-105mm f/4 G OSS Lens
Sony FE 16-35mm f/2.8 GM Lens
Sony Sonnar T* FE 55mm f/1.8 ZA Lens
Sony FE 90mm F2.8 Macro G OSS Lens
Sony FE PZ 28-135mm f/4 G OSS Lens (kitle birlikte standart)
Yani esasen gimbal ve Sony kamera ile Sony lensten bahsediyorum. Ne bir eksiği var ne de fazlası.
İkinci Proje: Stüdyo Çekimi
Ofise kısa bir yolculuktan sonra, birkaç 15 mm’lik çubuk, mat kutu ve odak takibiyle kamera kurulumuna başladık ve FX9’u ertesi sabah üç günlük yoğun bir stüdyo çekimine hazırladık. Klimalı bir yere dönmekten ve kahve içip daha fazla kişiyle çalışabilmekten çok memnunduk.
Motor City’deki Atlas Television stüdyolarını seçtik, müşteri de açıkça tüm araçların zevkli bir gri arka planın önünde çekilmesini istemişti.
En başından beri, prodüksiyon boyunca bu kamera çubukların veya Ronford Baker rayının üstünde durdu. Sony Professional MEA, 20 mm, 25 mm, 35 mm, 50 mm, 85 mm ve 135 mm odak uzaklıklarında altı lensten oluşan, orijinal F55’in Cine Alta Prime lens setini bize ödünç verme nezaketini gösterdi; sanırım tam T2 I oluyor. Bunlar Super 35mm lensler ama yine önemi yoktu çünkü otomobil çekimine aşina olan her görüntü yönetmeni mümkün olan en yüksek odak uzaklığında çekim yapmak ister.
Üç gün boyunca, çeşitli ışık kurulumları arasında geçiş yaptık ki bu da FX9’un düşük ışık performansını oldukça zorladı. Ama çok dürüst olacağım; kamera hiç duraksamadı. Görüntüler çok güzeldi ve kamera yavaş yavaş prodüksiyonun unutulan bir özelliği haline geldi. Bunu kötü anlamda söylemiyorum. Demek istediğim hiçbir zaman sorun olmadı. Hepimiz dikkatimizi ışıklandırmaya, otomobil ayrıntılarına ve en çok da çekimden zevk almaya verdik.
Çalıştığım en sorunsuz, verimli ve zevkli projelerden biriydi.
Her şeyi kamera yaptı demiyorum ama endişelenmek zorunda kalmadığım için, ayar yapılması gerektiğinde ekibin sadece yarısını kameraya göndermem yeterli oldu. Sonuçta prodüksiyonun akıcı bir şekilde gitmesini ve daha yüksek kalitede olmasını sağlayan diğer alanlar için daha fazla vakit harcadık.
Son sözler
Sony’yi sevseniz de sevmeseniz de bu kameralar sadece bir işi yapmanızı sağlayan araçlar. (Daha fazlası değil.) Her şey performansına ve tamamlandığında elde edilen görüntüye göre değerlendirilmeli. Birçok kamera markası kullandım ve bazılarında muhteşem özellikler var ama ben öncelikle bir iş adamıyım ve bana zaman kazandıracak / müşteriyi memnun etmemi sağlayacak bir şeyi tercih ederim.
Özetlemek gerekirse her iki prodüksiyonda da FX9 tam istediğimiz gibi uyum sağladı ve tam istediğimiz performansı sergiledi. Dışarıda 49 C dereceden içeride 18 C dereceye geçti ve dört gün boyunca her gün 10 saatten fazla çekim yaptı. Hiç duraksamadı. Bizi hiç yarı yolda bırakmadı ve en önemlisi de kullanımı çok kolaydı.
Bana göre FX9, Sony’nin öncü VENICE kamerasının genlerini taşıyor ama aynı zamanda FS7’nin sağlamlığını da sunuyor; tasarım amacını yüzde yüz karşılıyor, neden başka bir şey satın alınır bilemiyorum.
Baştaki soruyu cevaplarsak: Evet, hem sinematografide hem de hareketli kurulumda kullanılabilecek bir kamera var.
O da FX9.